29 Mart 2013 Cuma

Hüzünlerle Kavgamsın Adanademir


      Aslında kitaba saklıyorum yıllarca renklerle yaşadığım sevinci , hüznü ... Bugün bir farklılık olsun da hüzünlerimi dökeyim satırlara.
   
       Daha 13 yaşındayken piyango biletlerinin satışına şahit olarak başladım hüzün dolu günlere.O dönemi hiç unutmam.2002 Denizli finalleri.Arma yine sahada.Çekilen onca cefa sürekli evimizde bile sohbet konusu. Gelen misafirlerimizin bile dilinde Adanademirspor'un çaresizliği var.Şampiyonluk ise akıllara bile gelmiyor. Kayyuma kaldık kalacağız diyorlar başka iyi bir söz çıkmıyor ağızlardan.Bende ise armaya duyduğum sevginin etkisi ile sadece büyük bir hayalin yıkılış süreci var. Daha çocuğum ve umutlarım var benim. İyi düşünen kimse yok. Birileri adım atmalı. çocukken benim farkına varabildiğim bu tarih yaşamalı , çınar bir şekilde ayakta kalmalı diyordum kendi kendime. Bir gün  amcam elinde bir bilet ile gelip '' bu Adanademirspor'un eşya piyangosu '' dediğinde sorduğum tek soru '' Yani Adanademirspor yaşayacak mı ? '' olmuştu.Amcamın evet hemde dimdik ayakta kalacak demesi beni bir çocuğun istediği bir oyuncağa kavuştuğu gibi sevindiriyor ancak o kadar kısa sürmüyordu. Armayı yaşatmak için Şimşekler Grubu'nun çabasıydı bu.O gün daha da sıkı bağlanmıştım armaya.Arkasından Denizli de finallere giden bir takım vardı.Dönemin hocası ERCAN ALBAY. Tabi teknik direktörü değilde daha çok Ali Yılmaz , Bekir , süper mario Taner , Nasuh , Mesut ve daha nicelerini ezbere biliyordum.O gün sorsanız rakip kim diye inanın bilmezdim.Rakip Karşıyaka'ydı.Televizyonun karşısında canlı anlatımı dinliyorum.Kulağım pozisyonlardan çok tribünden gelen '' Mavi Şimşek '' seslerinde. Hâla şampiyonluk değil de armanın sahada olmasının bana yetmesi belki de bu yüzdendir.O heyecanı yazarken bile hissedebiliyorum.Uzatma da altın gol uygulaması vardı ve golü buluyorduk.Spikerin '' Adanademirspor Şampiyon '' sözleri hâla içimi titretir.Bir de çocukken bunu duymak var ya paha biçilemez. Sevinçle karışık vay be diyorum kendi kendime nereden nereye ...
Çekilen onca çileden sonra geçen sene yaşadığımız şampiyonlukta olduğu gibi para almayan futbolcuların , onlar için savaşan taraftarın mücadelesinin sonucunu alıyorduk. Evet seviniyordum ama niyeyse tarif edemediğim bir hüzünle.İçimde bir yerin anlatamadığım duygularla yıkıldığını biliyorum.
                  

      Adana da bayram havası var.Balkonda astığım küçük ama aslında renklerinin dünyamı sardığı o büyük bayrak var.Bildiğiniz o gururu yaşıyorum.İnsanlar 3 büyükler dedikleri takımların bayrağını balkonunda sallandırırken benim bayrağım arasından sıyrılıp evin her önünden geçişimde bana ayrı bir onur yaşatıyordu. Sabahları yatağımdan kalkıp ilk önce bayrağı kontrol etmemin sebebini kim anlatabilir bana benden başka. Çocuğum evet ama korkuyorum o bayrak ya düştüyse ve biri aldıysa diye. Renkler benim her şeyim olmuştu bile.

      Geçen yıllara rağmen bir an bile davadan dönmemin , mücadelen pes etmememin sebebini sana nasıl anlatayım baba.Bak işte oğlunu bağladın o sevgiden vazgeçirmeye senin bile gücün yetmiyor.Ya da içinde ki Adanademirspor sevgisi buna engel oluyor.Şu videoyu izlerken benimle o anları yaşayacak on binlerce insan bulabilirim sana.Buna sende dahilsin.
               
                             

      Yazıma başlarken aslında babama da mesaj vermek yoktu içimde ama aldı götürdü işte beni bu hisler ...

Not : Anılarımızı kitap haline getireceğiz.Sizde anılarınızı bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Mail : Mustafa.dos@hotmail.com
Facebook :   http://www.facebook.com/Adanads
Twitter :   https://twitter.com/maaviLacivert

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Powered By Blogger